26 Temmuz 2012 Perşembe

Yiyemeyeceğin Şeyleri Cildine Sürme


Horoz, “YİYEMEYECEĞİN ŞEYLERİ DERİNE DE SÜRMEMEN LAZIM “ dedi ve düşündüm…..


her gün derimiz yoluyla aldığımız o kadar çok kimyasal var ki, bu gidişe dur diyemesem de yavaş! deme zamanı gelince,

*          ilk olarak yumuşatıcı kullanmayarak başladım, onca kimyasal kokusu burnumuzdan girerken derimizin içine kim bilir neler giriyordu hem de Horozuma baş ağrısı yapan bir şeyi neden kullanaydım? yalan yok, o yumuşutacıların mis kokusunu çok beğeniyorum, öyle güzel kokuyorlar ki yıkanan çamaşırlar daha asılırken insan mutlu oluyor, katlarken insanın burnunda misss gibi bir koku o çamaşırları içime falan sokasım geliyor ama işte, kimyasal sonuçta, o kadar esans ve o kadar kimyasal kalıntısı  da vücuda giriyor bunu düşününce tercihler devreye giriyor, bir çoğumuz da düşünmüyor.
*   artık duş jeli kullanmıyoruz, zeytinyağlı sabunla yıkıyoruz vücudumuzu, ben bazen beyaz sabunlarla, klasik. şampuanımız duru.

*       sonra kullandığım kremleri kontrol ettim "içindekiler"i okudum ve bilmediğim o kadar kimyasalı içeriyordu ki çoğu kremimden vazgeçtim, sadece kokusunu beğenerek aldığım vücut kremlerim vardı, üzerlerinde ne içerdiği bile nerdeyse yazmıyordu, onlar da çöpeeee. Arko var evde şimdi, içindekilere baktım ;)
*          tırnaklarım çok kırılırdı daha az oje kullanmaya ve tırnaklarımı asetondan uzaklaştırmaya çalıştım. (Horozumun, organik olan tırnaklarımın tinerle nasıl baş edebileceğini sormasıyla tırnaklarım için ilk kez üzülmem bir oldu şimdi haftada bir kez oje sürüyorum tırnaklarıma)
*         daha az fondöten kullanır oldum, sivilcem nerdeyse hiç yok, kolojen de içermeyen makyaj malzemeleri alıcam artık ;)
*          alkol 3 yıldır kullanmıyorum. (zavallı vücudum organlarım onunla savaşırken ne kadar çok uğraşıyorlardı onlara bu kötülüğü yapmak zalimlik)
*         cips yemiyorum.
*         içinde milyon tane koruyucu içeren ıvır zıvırlardan tükettiğim bi dondurma kaldı, ondan da nedense vazgeçemiyorum, magnum en sevdiğim..
*         çikolata yiyoruz. çünkü sağlıklı.
*         bisküvi az tüketiyoruz.
*         yemekler ısıtılmadan tüketiliyor, o akşam yiyeceğimiz kadar pişiriyorum.
*          patates kızartmasını çok ama çok az zeytinyağıyla teflon tavada kısık ateşte yapıyorum, oda haftada bir =  Azra geldiğinde, ikimizde patates kızartmasını çok seviyoruz.
*          makarna sosu, salata sosu vs... kullanmıyoruz.
*          salçalarımızı bir arkadaşımıza hataydan getirttik. (biber-domates)
*          baharatlarımız doğal, dağdan toplanmış nane, kekik...boyasız, gerçek biberden pul biber.....

elimizden geldiğince kimyasaldan uzaklaşmaya çalışmakta fayda var. ne kadar başarabilirsek o kadar kar diye düşünüyoruz. Roll on – şampuan  bunları maalesef her gün kullanmak zorundayız, psikolojimizde önemli vücut sağlığımız için, sürekli her şeyi didik didik eden, sağlık sağlık sağlık diye ortada dolanan tiperden değiliz ama azami dikkati göstermeye çalışıyoruz.

hayatı herkes inandığı ve bildiği şekilde yaşıyor işte...

birde şu öğle yemeği öğünlerini azaltsam ;)

bık bık!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Gıt gıt!