5 Eylül 2012 Çarşamba

Daha Mutlu Olamam Ömrümde!

Dün akşam iş çıkışına yakın Horoz skype'da yazdı:

-Aşkım, çıkışta nereye gidiyoruz?
- http://www.dogatepe.com.tr/ Beni buraya götür lütfen lütfen lütfen ! dedim. :)

-Trafik var dedi düşük bi enerjiyle. Bozuldum tabi ben. İstanbul'da hayat iş çıkışlarında babamlara gitmek ve Bahçeşehir'den mi ibaret. Trafik sebebiyle hiç bişey yapmayacak mıyız biiiiiz! diye söylendim... Sonra baktım babamlara doğru gidiyoruz, sonra bi baktım aaaaa gitmiyoruz.

-Gitmeyelim hiç kıymeti yok. Sen isteksizsin. Sanki çocuğu bi yere götürür ona oraları gösterir gibi!!..

duruyırum yine...

-Gitmeyelim... Neyse işte köprü yoluna girdi. Ben içimden söyleniyorum tabi.

...sonra

-Anlamı yok ki, bi ben gönüllüyüm... falan... Gideceğimiz yer Boğaziçi Üniversitesi'nin yan tarafında ama baktım Sarıyer'e sürüyo. Yanlış yoldayız dedim dinlemedi bile!

o susunca daha bi sinirleniyorum ..

-Trafik hep var. Ne yapalım İstanbudayız. Kendimizi iyi hissedersek trafikte bile sıkılmayız. Tat almaya bakmak varken halimize bak! Yüzler asık. Gitmeyelim. Niye gidiyoruz ki..

Huzursuzum ben. Anlamı yok gitmeyelim diye hissediyorum. Bi yandan bi Sarıyer - Kilyos yolu bi kavak yoluna giriyoruz bi fener sonra dönüyoruz falan... Diyorum ne güzel yerlerden geçiyoruz. Aaaa bak yemyeşil diye paylaşsak ne olurdu diye düşünüyorum. Çok üzgünüm ama böyle bi akşam geçiriyoruz diye.

Yolu kaybetmiş gibiyken
-Gitme daha girelim şuraya dedim. bi restoranı kastederek.

-Güzelmiş dimi buralar dedi. Hayret sesi çıktı.
-Evet çok güzelmiş. (kızgınım ama gerginlikte istemiyorum ki :( Oturduğumuz yerde konuşcam ..( Anlatcam diye düşündüm.)

Sonra pat bi sokaktan döndük pat diye İskele Balık Restaurant'ın önündeyiz. Düğünümüzün olduğu yerdeyiz.

NEFESİM KESİLDİ!!!!

Arabadan indik Kenan'ın suratında gülümseme. Bi sarıldım.

Kenaaaaaaaaan!!!!!

Sonra ağlamaya başladım. Mutluluktan ağlamayalı çok zaman olmuştu aşkııııım!! Çok teşekkür ederim!

-Romantizm öyle olmaz böyle olur! dedi:) Al sana romantizm!


Ah nasıl anlatsam ki!!

Salona girişimiz, misafirlerle karşılaşmamız.... gözümün önünde. Heyecanlandım... Resssmen o günü yaşadım parça parça. Ama çok mutlu. Ağlamam uzun sürdü biraz :) Kenan kızmadı ama ağlamama, üzülmedi de :) Hehe :)











Yemeğimizi yedik, düğünde yiyememiştik. Çingene palamudu çıkmış. Çok güzeldi. Tazecik. Rumeli Kavağı'nda bu restoran öyle ayak altında bi yer olmadığı için müşteri geldikçe onun için hazırlıyorlar yemekleri, taze herşey.. Salata mı, istediğiniz gibi yapıyorlar, ama tazecik sebzeler, soğuklar mı? onlar da öyle...Kalamar sıcacık taze taze... Her şey lezzetli..

Ben şatafatı pek sevmem. Beyaz rahatsız eder beni mekanlarda, çok parlalık samimiyetten uzaklaştırır mesela duygularımı, ama burası. Sevdiğim gibi sarı ışıklar, salaş.. Deniz kenarı. Dalga sesleri. Ekmek at-balıklar gelsin, akvaryum gibi! Karadenizle birleşen Marmara!



2 yorum:

  1. Ne sıcak bir yazı:) Ben de salaş yerleri sevenlerdenim.
    Bu arada çingene palamudu nedir, onu merak ettim.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  2. alkım, merhaba. teşekkür ederim; çok heyecanlıydım yazdığımda.
    palamut daha tam çıkmadı bunlar palamudun küçüğü...

    YanıtlaSil

Gıt gıt!